Beni Gerçekten Sevdi mi?
Bir narsistle yaşadığınız ilişkide, kendinizi sık sık gerçekten sevilip sevilmediğinizi sorgularken bulabilirsiniz. Narsist sizi bir an için göklere çıkartırken, bir an sonra kendinizi en aşağılık insan olarak görmenizi sağlayabilir. İlişki süresince de, “Kimse beni onun kadar sevemez.” ile “Onun gözünde asla yeterli değilim.” düşünceleri arasında gidip gelirsiniz. Narsistik ilişki döngüsünde, “idealize etme evresi” ve “değersizleştirme evresi”, biri ilişkiyi sonlandırana kadar, bitmek bitmez bir şekilde devam eder.
İdealize etme evresi, bir nevi narsistin manipülasyonlarına ve değersizleştirmelerine hazırlık evresi gibidir. Zaman geçtikçe ilişkinin seyri değişip, ilk başlardaki ilgili ve sevgi dolu insanın yerine acımasız ve kibirli ikizi geçtiğinde, birçok insan hala başlardaki kişiyi düşünerek, durumu normalleştirmeye çalışır. Narsistin kötü yanlarını kafanızda normalleştirmeye çalışırken, kendi kendinize aşağıdaki cümleleri kurabilirsiniz:
“Onun ne kadar iyi bir insan olduğunu biliyorum, şu an sadece kötü bir süreçten geçiyor olmalı.”
“Birçok zor anımda yanımda oldu, bunları göz ardı edemem.”
“Beni ne kadar sevdiğini gördüm, şu aralar kafası dolu olmalı.”
Peki, narsistin idealize etmesi sadece sizi ağına düşürmek için bir oyun muydu yoksa başlarda gerçekten de sizi sevmiş miydi?
Bu soruyu cevaplamak için öncelikle bölünme (splitting) olayını açıklayalım. Duygusal açıdan sağlıklı bireyler; bir insanda hem iyi, hem de kötü özelliklerin aynı anda barınabileceğinin doğal olarak farkındadırlar. Bu nedenle, örneğin sevdikleri bir insan bir hata yaptığında, bu durum o kişiyi gözlerinde alçaltmaz veya eksiltmez. Öte yandan bölünme yaşayan insanlar; daha siyah-beyaz bir düşünme şekline sahiptir, onlar için insanlar ya ideal ya da değersizdir. Bir insanın iyi ve kötüyü bir arada barındıran karmaşık bir yapısı olduğunu içselleştiremezler. Elbette her insan zaman zaman, özellikle de stresli zamanlarda, siyah-beyaz şeklinde düşünme eğilimi gösterebilir. Ancak kimi insanlar için bu düşünme biçimi yerleşiktir.
Bölünme; daha çok borderline kişilik bozukluğuyla özdeşleştirilmiş bir durum olsa da, narsistik kişilik bozukluğu da dâhil farklı kişilik bozukluklarında da görülür. Bir narsistle olan ilişkinin sürekli olarak idealize etme ve değersizleştirme arasında gidip gelmesi de temelde bölünmeye dayanır.
Sorumuza geri dönecek olursak; narsist başlarda gerçekten de sizi sevmiş miydi?
Eğer hayatınızdaki kişi; antisosyal kişilik bozukluğuna sahip (psikopat veya sosyopat) veya bir malignant narsist değil de sadece narsistik kişilik bozukluğuna sahip biri ise, sizi ilk tanımaya başladığı idealize etme evresinde gerçekten de samimi birtakım duygular hissetmiş olabilir. Ancak hissedilen bu duygular tam olarak size karşı değil, sizin onların kafasındaki ideal versiyonunuza karşıdır. Açıklayayım:
Narsistler ilgi odağı olmaya, sevilmeye ve onay görmeye bağımlılık derecesinde bir ihtiyaç duyarlar. Bu ihtiyaçlarını gidermek için de etraflarında kendilerini koşulsuz sevecek, onaylayacak, kendilerine ilgi gösterip, onların tüm ihtiyaçlarını karşılayacak, bir bakıma kendilerinin uzantısı olacak insanlar bulundurmak isterler. Kısacası kendi ihtiyaçlarını her daim karşılayabileceğini düşündükleri insanların gerçekçi olmayan fantezilerine karşı yoğun duygular hissedebilirler. Sonrasında ise siz idealize edilmenin verdiği sarhoşlukla, kendinizi bulutlarda hissederken, o ise bir noktada sizin “mükemmel” olmadığınızı ve onların bitmek bilmez ihtiyaçlarını yeterince karşılayamayacağınızı fark eder ve değersizleştirme evresi başlar.
Sonuç olarak; narsist sizin kendisini başkalarının yanında gururlandırmanızı sever, onu iyi hissettirmenizi sever, onu maddi veya manevi olarak desteklemenizi sever, sizin gibi birine sahip olma fikrini sever, ona sağladıklarınızı sever. Peki, böyle bir duruma gerçek sevgi denebilir mi?
Ama Çok Gerçek Hissettiriyordu?
İnsanlar idealize edildiklerinde, kendilerini gerçekten çok iyi hissedebilirler. Hele ki bazı özgüven ve öz sevgi eksiklikleri de varsa, idealize edilme evresini gerçek sevgi gibi yorumlama hatasına düşmeleri çok da zor değildir. Çoğu insan duygulardaki yoğunlukla, derinliği karıştırma hatasına düşer. Dolayısıyla yoğun bir aşk bombardımanı altında kaldığınızda, bunu gerçek sevgi olarak yorumlayabilirsiniz. Oysaki duyguların yoğun olması, gerçek olduğu anlamına gelmez. Gerçek sevgi, kademe kademe kurulur ve anlık yoğun duyguların aksine çok daha kalıcıdır.
Gerçek aşk, romantizm değildir.
Peki, Her Şey Yalan mıydı?
Hayatınızdaki insanın sizi istediğiniz ve ihtiyaç duyduğunuz şekilde sevmediğini ve sevemeyeceğini fark etmek çok acı verici olabilir. Bu farkındalığı yaşadığınızda, belki de bu kişiyi memnun etmek için yıllarınızı vermiş olarak bulmuşsunuzdur kendinizi. Ancak bilmeniz gerek ki, bir narsistin sizi koşulsuz bir sevgiyle sevemeyecek olması, sizin sevilmez biri olduğunuz anlamına gelmiyor. Kişisel algılamamaya çalışın. Narsistlerin kendilerine olan sevgisi bile kendilerini idealize etmelerine dayanmaktadır. Kendilerini oldukları gibi sevip, kabul edemezler. Ancak kendilerinin zihinlerindeki daha üst bir versiyonunu kabullenebilirler, kendilerini özel görmeleri bundandır. Kendini bile tam anlamıyla sevip, kabullenemeyen biri, sizi nasıl sevebilir ki?
Maddi destek olmak isterseniz aşağıdaki linkten yardımcı olabilirsiniz.
https://www.patreon.com/narsistsiz/membership
Yazılara https://medium.com/@narsistsiz adresinden de ulaşabilirsiniz:
https://medium.com/t%C3%BCrkiye/beni-ger%C3%A7ekten-sevdi-mi-c4e7cdef4edd
Kaynakça:
Psychology Today. “How to Tell If a Narcissist Loves You”. Erişim 31 Temmuz, 2018. https://www.psychologytoday.com/intl/blog/toxic-relationships/201807/how-tell-if-narcissist-loves-you.
Human Magnet Syndrome. “Narcissists Can Love — But Run! Understanding Narcissistic Codependent Love”. http://humanmagnetsyndrome.com/hmsblog/narcissists-can-love-but-run-understanding-narcissistic-codependent-love/.
Konu ile ilgili diğer yazılarıma da göz atabilirsiniz: