Narsistik İlişkiler Kaynaklı Depresyon ve İntihar Düşünceleri
Hayatınızın bir yerinde konumlanmış bir narsist varsa; kaygı bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu gibi birçok psikolojik rahatsızlıkla baş etmek zorunda kalabilirsiniz. Bir narsist, psikopat veya herhangi bir duygusal manipülatörle olan bağınız sırasında veya bu bağ koptuktan çok sonraları bile bu psikolojik hastalıklar devam edebilir.
Duygusal manipülatörün hedefi olma kaynaklı yaşanan, en yaygın psikolojik hastalıklardan biri de depresyondur. Buna rağmen depresyon, en kolay gözden kaçan hastalık da olabilir. Hem depresyonda olan kişi, hem de yakınlarındakiler; yaşanan en ağır depresyonları bile, sıradan bir üzüntü hali olarak yorumlayabilirler. Oysaki günlük üzüntüler ile klinik depresyon arasında belirgin farklar vardır.
Depresyon Belirtileri
Her ne kadar depresyon herkeste kendini farklı olarak gösterebilse de, yine de dikkat etmek gereken bazı belirtiler vardır:
-Üzüntü, stres, tepkisellik, sinir: Ağır depresyonda olan kişi ciddi oranda üzüntülü bir ruh halinde olabilir. Kontrol edemediği ağlama krizlerine tutulabilir ve günlük yaşamın stresini tolere etmesi oldukça zorlaşır. Stresi zor tolere edebilmesi sebebiyle de insanlardan, durumlardan kolayca irrite olabilir ve normalden daha tepkisel bir duruma gelebilir.
Bu durum öfke ve sinirlilik halinin de kontrol edilememesine neden olabilir. Kişi sadece üzüntülü değil, aynı zamanda tedirgin ve huzursuz da hissedebilir.
-Enerji azlığı, motivasyon kaybı, hayatını idame ettirebilmekte zorlanma: Depresyon psikolojik ve ruhsal bir hastalık olsa da, birçok fiziksel semptomu olabilir. Bunlardan bir tanesi, enerji düşüşüdür. Depresyonda olan kişi, en basit günlük ihtiyaçlarını karşılayabilecek enerjiyi bile kendinde bulamayabilir. Bu günlük ihtiyaçlar; duş alabilmek, öğün atlamadan yemek yiyebilmek gibi oldukça basit ihtiyaçlar bile olabilir. Bu nedenle, depresyon insanın sosyal ve iş hayatını ciddi ölçüde etkileyebilir ve kişi eskisi gibi hayatını idame ettirebilmekte ve sorumluklarını yerine getirebilmekte zorlanabilir.
Ayrıca, sadece fiziksel olarak enerjisini toplayamama değil, aynı zamanda depresyonda olan kişi motivasyonunu da kaybeder. Eskisi gibi sosyal ortamlara girmek istemeyebilir ve kendini soyutlayabilir veya kariyeriyle ilgili eski heyecanını kaybedebilir ve işine devam etmekte zorlanabilir.
Özgüven ve özsaygı kaybı, ağır suçluluk duygusu ve değersizlik hissi: Depresyonda olan kişinin özgüveni ve öz saygısı bu süreçte oldukça zedelenebilir. Özgüven ve öz saygı eksikliği belki de bazıları için yaşamları boyunca mücadele etmeleri gereken olgular olmuşlardır. Bununla birlikte depresyonla beraber, özgüven ve öz saygıda daha da yoğun bir düşüş yaşanabilir ve kişi kendini her konuda yetersiz ve değersiz hissedebilir. Bazen son derece başarılı, zeki, iyi görünümlü, varlıklı, yetenekli vb. insanlar bile kendilerinde takdir edebilecekleri tek bir şey bile bulmakta zorlanabilirler.
Depresyonda olan kişi ağır bir suçluluk duygunun altında ezilebilir. Sık sık geçmişte yaptıkları hataları hatırlayabilir ve on yıllar önceki hataları için bile taze bir suçluluk duygusu yaşayabilir.
Karar alma mekanizmasında zayıflama ve hafızayla ilgili problemler: Depresyon nedeniyle gelişen özgüven eksikliği karar almayı da oldukça zorlaştırabilir. Ayrıca depresyon süresince insanların kısa süreli hafızalarında da bazı sorunlar yaşanabilir. Bu yüzden kendi hafızasına ve algılarına güvenemeyen kişi, karar almakta daha da zorlanacaktır.
İştah, kilo ve uyku düzeninde değişimler: Depresyonun en belirgin özelliklerinden ikisi, iştah ve uyku düzenindeki değişimlerdir. Depresyonda olan kişinin yemek yeme isteğinde azalma olabileceği gibi, kişi daha fazla yemek yemeye ve bolca karbonhidratlı ve zararlı besinler tüketmeye de başlayabilir. Aynı zamanda normalden daha az uyumaya başlayabileceği veya uyumaktan kaçınabileceği gibi, saatlerce yataktan çıkamayacak duruma da gelebilir.
İlgi kaybı, hiçbir şeyden zevk alamama: Depresyonda olan kişi eskiden ilgi duyduğu şeylere olan ilgisini kaybedebilir ve hiçbir şeyden zevk alamaz hale gelebilir. Ayrıca depresyonun belirtileri arasında cinsel isteksizlik ve cinsel sorunlar da yer alabilir.
Duygusal uyuşukluk: Bazen depresyonda olan insanlar üzüntü veya öfke duymadıklarını, aksine duygusal anlamda uyuşuk hissettiklerini de söyleyebilirler. Bu durumlarda, depresyon genellikle kendini ve başkalarını yeterince önemsememe ve “ne olacaksa olsun hali” olarak ortaya çıkabilir. Yaşanan içsel acı çok yoğun olduğu durumlarda, insanlar bu şekilde duygusuz bir duruma girebilirler ve içleri bomboş gibi hissedebilirler.
Nedeni belirsiz vücut ağrıları: Depresyonun bazı fiziksel semptomları olabileceğinden bahsetmiştik. Depresyonda olan insanlar zaman zaman vücutlarında nedenleri belli olmayan ağrılar da duyabilirler.
Umutsuzluk ve karamsarlık: Depresyonla mücadele eden kişi, derin bir umutsuzluk çukuruna düşebilir. Depresyon süresince insanlar normal zamanlardaki gibi düşünemezler. Bu nedenle açık bir şekilde yolun sonunda ışığın göründüğü durumlarda bile, insanlar bu ışığı göremeyebilir ve yoğun bir umutsuzluk ve karamsarlık halinde olabilirler.
Aşırı bir gelecek kaygısı veya sıkça geçmişe dönüş: Depresyonda olan insanlar, normalden daha fazla gelecek kaygısı duyabilir veya yine normalden daha fazla geçmişe, özellikle de geçmişteki kötü olaylara dalıp gidebilir. Bu nedenle ana odaklanmakta ve anda kalmakta zorlanabilirler.
İntihar ve ölüm düşünceleri: Elbette her depresyon geçiren intihar etmez veya aklından intihar düşünceleri geçmez. Ancak eğer sıklıkla kendinizi intihar etmeyi düşlerken/tasarlarken/düşünürken buluyorsanız, depresyonda olma ihtimaliniz yüksektir. Bazen aklından sıkça intihar düşünceleri geçen insanlar durumu kendince normalleştirmeye çalışabilirler. “Gerçekten de intihar etmeyi düşünmüyorum ki, sadece bu aralar çok sık aklıma geliyor.” veya “Bunlar zararsız düşünceler, herkes ara sıra bu gibi düşüncelere dalabilir.” gibi cümlelerle kendilerini rahatlatabilirler. Ancak gerçekten eyleme geçirmeyi düşünmeseniz bile, bu durumu ciddiye almanızda fayda var.
Ayrıca bazen depresyonda olan insanlar, intihar olmasa da ölüm fikrini sıkça düşünüyor ve ölüm üzerine fazlaca kafa yoruyor olabilirler. Bu durumlarda “Keşke ölmüş olsaydım!” veya “Hayatta yaşamaya değer bir şey yok!” gibi düşünceler içerisine girebilirler.
Depresyondaysanız, yukarıdaki belirtilerin hepsini yaşamanız gerekmez. Belirtilerin sadece bir kısmını, 2 haftadan uzun bir süre yaşıyorsanız ve sosyal/iş/akademik hayatınızda etkilerini görüyorsanız; ciddiye alıp bir uzmanla görüşmenizde fayda var.
Narsistik İlişkiler Sonrasındaki Depresyon Neden Kolayca Gözden Kaçabilir?
Narsistik ilişkiler nedeniyle istismara maruz bırakılan insanlar, ilk başta yaşadıklarının ağırlığını fark edememiş olabilirler ve durumu normalleştirmeye çalışabilirler. Duygusal ve psikolojik istismarın doğası gereği görünmez olması, istismara uğrayan kişinin inkâr yoluna gitmesini kolaylaştırır. Bu gibi durumlarda insanlar çok ağır fiziksel ve psikolojik semptomlar gösterse bile, bunlara bir anlam veremeyebilir ve hatta kendilerine kızabilirler. “Depresif olmam için bir neden yok ki, herkes ilişkisinde problemler yaşayabiliyor ve kolayca atlatıyor.” veya “İnsanlar onca üzücü durum yaşarken bir şekilde toparlanıyor, oysaki ben altı üstü biten bir ilişkinin ardından neden bu kadar yas tutuyorum.” gibi düşünce şekillerine sahip olabilirler. Bu düşünceler nedeniyle de kendilerine gereken özeni göstermeyebilirler. Ayrıca bazen depresyonda olan kişinin yakınları da yeterince bilinçli olmayabilir ve depresyon hastasının “sadece ilgi çekmeye çalıştığını” veya “gündelik üzüntüler duyduğunu” düşünebilir veya depresyonu bir zayıflık belirtisi olarak görebilirler.
Bazı durumlarda da insanlar artık yaşadıklarının istismar olduğunu ve bunun ciddi bir durum teşkil ettiğini kabul edebilirler. Ancak bu zamanlarda da depresyonda olmanın “normal” bir durum olduğunu düşünüp yardım almaya gerek duymayabilirler. Her ne kadar sistematik duygusal istismar sırasında veya sonrasında depresif olmak “olağan” bir durum olsa da, bunu “normal” olarak düşünüp yardım istemekten çekinmek uzun vadede daha büyük sorunlara neden olabilir. Bazen de kişi o kadar uzun bir süredir depresyon belirtileri gösteriyordur ki, hem kendisi, hem yakınlarındakiler bu belirtileri kişinin karakteristik özellikleri olarak yorumlama yanılgısına düşebilirler.
Şu an içinde bulunduğunuz durum her ne ise, bunun sizin suçunuz olmadığını bilmelisiniz. Hiç kimse istismarı ve ihmali hak etmez. Yaşadıklarınızın kolay şeyler olmadığını unutmamaya ve kendinizi başka insanlarla kıyaslamamaya çalışın. Şu an her zamankinden daha fazla başkalarını değil, kendinizi düşünmeniz gereken bir zamandasınız. “Neden başka insanlar biten ilişkilerinin ardından kolayca toparlanıp hayatlarına devam edebiliyorken, ben kendimi böylesi bir karanlığın içinde buldum.” diye düşünüp kendinizi suçluyorsanız, bilin ki hem her ilişki dinamiği, hem de herkesin hayatla başa çıkma mekanizması birbirinden farklı olabilir. Depresyon bir zayıflık belirtisi değil, gerçek bir hastalıktır ve her hastalık gibi doğru bir şekilde tedavi edilmelidir.
Şu an yaşadığınız duygusal istismar nedeniyle depresyondaysanız; yas tutma hakkınız var, öfkelenme hakkınız var. Duygularınızı içinizde tutmak zorunda değilsiniz. Gerekirse saatlerce, günlerce, aylarca yas tutun. Acınızı geçiştirmekten vazgeçip onunla yüzleşebildiğiniz ölçüde iyileşeceksiniz. Bir anda olacak bir şey değil, iyileşmenizi aceleye getirmeye çalışmayın, kendinize bu zamanı verin. Gün gün, saat saat, dakika dakika küçük kararlar almaya çalışın. Bu kararlar belki şu aşamada sadece kalkıp kısa bir duş almak, birkaç lokma yemek yemek veya faturanızı ödemek gibi gündelik şeyler de olabilir. Ufak adımlar atmaktan utanmayın. Bu ufak adımlar yavaş yavaş büyüyecek ve hayatınızın kontrolünü tekrardan elinize aldığınız günler geri gelecek.
Yaşadıklarınızı içinizde tutmayın. Güvenebildiğiniz, sizi anlayabileceklerini düşündüğünüz insanlar var ise onlara açılın. Bazı durumlarda gerçekten de etrafınızda tek bir kişi bile kalmamış olabilir. Böyle zamanlarda yazı yazmak yine içinizi dökmenize ve rahatlamanıza yardımcı olabilir.
Mutlaka profesyonel yardım almayı düşünün. Depresyon karmaşık bir şey ve atlatması kolay değildir. Buna rağmen depresyon tedavi edilebilir bir hastalıktır ve son derece yaygındır. Belki depresyonu profesyonel yardım almadan da atlatabileceğinizi düşünüyorsunuz, ancak durum bu olsa dahi, iyi bir psikolog veya psikiyatrist ile görüşmek iyileşme sürecinizi hızlandırabilir.
Ayrıca şu an için size son derece manasız geliyor olabilir ancak depresyonu hayatınızdaki bir dönüm noktası olarak da düşünebilirsiniz. Yere düşmeden ayağa kalkamazsınız. Bu nedenle uzun vadede yaşadığınız bu kötü günler sizin için gerçek değişimin başlangıcı ve sizi bir yerden başka bir yere taşıyacak ana eleman olabilir.
Belki bundan birkaç yıl sonra hayatınızın bu aşamasına bakıp, nereden nereye geldiğinizi görme fırsatı yakalayacaksınız, belki ne kadar güçlü olduğunuzu fark etmenizi sağlayan bir araç olacak depresyon.
Ayrıca depresyonu bir uyarı olarak da algılayabilirsiniz. Vücudunuz, beyniniz, ruhunuz artık yaşadığınız istismara karşı uyum sağlamak ve adapte olmak istemiyor, gerçek bir değişim istiyor. Bulunduğunuz konumdan rahatsız olma durumu, hayatınızı değiştirmek için gerçek adımlar atmanızı sağlayabilir.
Aynı zamanda depresyonun getirisi olarak yaşadığınız motivasyon ve ilgi kaybı, muhtemelen motivasyon kaynağınızı narsiste bağladığınız içindir. Narsistik ilişkilerde bir süre sonra, hayatınızın merkezinde narsist konumlanmış hale gelir. Onu memnun etmek, onu iyi hissettirmek, onu sinirlendirmemek için yoğun bir çaba harcıyor olabilirsiniz veya tüm öz saygınızı ondan gelecek övgüye, ilgiye bağlamış olabilirsiniz. Bedeninizin ve beyninizin artık bunu istemediğini ve kendinizi en büyük önceliğiniz haline getirmeniz gerektiğinin uyarısını yaptığını düşünün. Öz saygınız ve öz sevginiz, her hangi başka bir insandan değil, kendi içinizden gelmelidir.
Eğer hala narsistik ilişkinin içerisindeyseniz, ilk olarak kendinizi bundan kurtarmaya çalışın. Eğer ilişkiniz bittiyse, ne olursa olsun sıfır iletişim kuralını sürdürün. Hala duygusal manipülatörle bir bağımız var ise, iyileşmemizin önündeki en önemli engel henüz ortadan kalkmamış demektir.
Son olarak bilin ki, yalnız değilsiniz.
Maddi destek olmak isterseniz aşağıdaki linkten yardımcı olabilirsiniz.
https://www.patreon.com/narsistsiz/membership
Yazılara https://medium.com/@narsistsiz adresinden de ulaşabilirsiniz:
Kaynakça:
Queen Beeing. “Narcissistic Abuse Recovery: Are you clinically depressed?”. Erişim 15 Temmuz, 2016. https://queenbeeing.com/narcissistic-abuse-recovery-clinically-depressed/.
Türkiye Psikiyatri Derneği. “Depresyon Konusunda Bilmek İstedikleriniz?”. http://www.psikiyatri.org.tr/halka-yonelik/24/depresyon-konusunda-bilmek-istedikleriniz.