Ya Narsist Değilse?
Narsist olduğunu bilmediğiniz biriyle beraber olmak son derece kafa karıştırıcı bir deneyim olabilir. Öte yandan çoğu zaman hayatınızdaki kişinin bir narsist olduğunu öğrendiğinizde de veya en azından bir narsist olduğundan şüphelenmeye başladığınızda da, aynı kafa karışıklığını yaşamaya devam edebilirsiniz. Belki ilişkinizdeki sorunları anlamaya çalışırken yaptığınız araştırmalar sonucu, narsistik kişilik bozukluğuyla ilgili kaynaklara rastlamışsınızdır. Belki ilişki döngünüzü anlattığınız birisi sizi narsistik istismar konusunda uyarmıştır. Belki de hayatınızdaki kişiye direkt olarak narsistik kişilik bozukluğu teşhisi konulmuştur. Narsistik kişilik bozukluğu kavramıyla tanışmanız ne şekilde gerçekleşmiş olursa olsun, narsisizm üzerine okudukça ve dinledikçe, bütün narsistlerin ne kadar da birbirine benzer yönleri olduğunu, kendi narsistik ilişki deneyimlerini anlatan insanların hikâyelerinin ne kadar da sizinkine benzer olduğunu görüp şaşırabilirsiniz. Durum böyle olsa dahi yine de kafanızda onlarca soru dönüp durabilir:
“Ya narsist değilse?”
“Ya yanılıyorsam?”
“Ona bir şans daha vermeli miyim?”
“Kalmalı mıyım, yoksa gitmeli miyim?”
“Aşırı mı tepki veriyorum?”
“Nasıl emin olabilirim?”
Peki, neden bir yandan en sonunda zihninizde yapbozun parçaları yavaş yavaş yerine otururken, bir yandan da hala kafanızda soru işaretleri olabiliyor?
Bu sorunun cevabı herkes için farklı olabilir. Aşağıda, hayatınızdaki kişiyi bir narsist olarak konumlandırmak konusunda kendinizden şüphe etmenize neden olabilecek 8 durumu açıklamaya çalıştım.
- Narsisizmin farklı kategorileri olması ve tanı kriterlerine uymayan durumlar
Narsisizm üzerine araştırma yaptığım ilk zamanlarda, bloglardaki veya videolardaki yorumlarda karşıma sık sık şu cümle çıktı: “Bütün narsistler aynı okula mı gitmişler?”
Gerçekten de, narsistlerin çoğu davranış kalıpları, söyledikleri sözler, verdikleri vaatler o kadar benzerdir ki bir narsistle ilişki kurmuş birini dinlerken kendi hayat hikâyenizi dinliyormuşsunuz hissine kapılabilirsiniz. Başta sanki gerçekten de hepsi aynı okula gitmiş, aynı dersleri almış, aynı sınavlardan geçmiş gibi gelirler size. Öte yandan daha derine inildiğinde hikâyeler yer yer farklılaşmaya başlar, narsistler arasında farklı davranış kalıplarına rastlamak mümkün hale gelir. Bu gibi durumlarda narsist yakınında bir umut ışığı belirebilir: “Belki de narsist değildir!”
Bu durumun temel nedeni, narsisizmin de diğer birçok zihinsel hastalık gibi bazı alt dalları olmasıdır. Örneğin; teşhirci narsistlik, gizli narsistlik, değersizleştirici narsistlik, habis narsistlik, communal narsistlik gibi.
Temelde hepsi büyüklenmecidir, manipülatiftir, empati yoksunlukları vardır ancak bu temel özelliklerinin yanı sıra farklı davranış kalıpları da gösterebilirler. Dolayısıyla örneğin bir teşhirci narsist yakınını dinlerken, hayatınızdaki gizli narsisti görmekte zorlanabilirsiniz. Hem aynı kategori içerisinde olsalar dahi her insan, her ilişki birbirinden bir miktar farklıdır.
Ayrıca, günümüzde hala kişilik bozuklukları ile ilgili çok az şey bildiğimizi de unutmamak lazım. Her geçen gün yeni araştırmalar yapılmakta ve eski tanı kriterleri yüzeysel kalmaktadır.
Bu nedenle yakınınızın narsisizm ile ilgili yazılan veya söylenen tüm kriterleri sağlamıyor oluşu, bir narsist olmadığı anlamına gelmez. DSM-V*’te bile narsistik kişilik bozukluğu tanısı için dokuz semptom sıralanırken, narsist tanısı koyabilmek için bu semptomlardan en az beşinin sağlanması gerektiği yazar. Yani bir uzman, danışanının patolojik oranda narsist olup olmadığına karar verebilmek için onun tüm semptomları gösteriyor olmasını beklemez.
*DSM-V: Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı
2. İkili Tanılar ve Eşzamanlı Hastalıklar
Bazı durumlarda bir insan birden çok kişilik bozukluğuna sahip olabilir. Bu durum sadece narsistik kişilik bozukluğu için geçerli bir durum değildir. Kişilik bozuklukları birtakım kriterler göz önüne alınarak kümelendirilmiştir ve kimi zaman özellikle aynı kümede olan kişilik bozuklukları bir insanda aynı anda görülebilir. Örneğin, kümelerden biri olan Cluster B içerisinde; narsistik kişilik bozukluğu, borderline kişilik bozukluğu, histrionik kişilik bozukluğu ve antisosyal kişilik bozukluğu (halk arasında bilinen tabiriyle psikopat veya sosyopat) yer almaktadır. Dolayısıyla bazı insanlar da örneğin hem bir narsist hem de bir borderline veya hem narsist hem de sosyopat (kısaca narkopat) olabilirler. Hatta daha seyrek rastlansa da bir kişi farklı kümelerden iki kişilik bozukluğuna da sahip olabilir.
Ayrıca narsistler de herkes gibi depresyona girebilir, anksiyete yaşayabilirler. Bu gibi eşzamanlı zihinsel hastalıklar da, kişilik bozukluğuna ek birtakım semptomlar ortaya çıkarabilir. Dahası bazı narsistlerin bağımlılıkları da olabilir. Narsist içki, kumar, alışveriş veya madde bağımlısı olabilir. Bu durumda da esas sorunun bağımlılık olduğu düşünülerek, daha derindeki sorun olan narsisizm göz ardı edilebilir.
Sonuç olarak, bu tarz ikili tanılar ve/ya eşzamanlı hastalıklar; doğal olarak, hayatındaki kişinin karakterini çözmeye çalışan insanlar için oldukça zorlayıcı olacaktır çünkü bu gibi durumlarda sadece narsisizm üzerine yaptığınız varsayımlar eksik kalacaktır.
3. Manipülasyonlar (Özellikle de Gaslighting)
Narsistlerle ilgili söylenen ilk cümlelerden biri, narsistlerin özellikle ikili ilişkilerde oldukça manipülatif oldukları ve insanları kullanmaktan çekinmedikleridir. Bu her ne kadar doğru bir ifade olsa da, hâlihazırda manipüle edilmiş ve yoğun bir şekilde gaslightinge uğramış bir insana bunu söylediğinizde ilk tepkisi karşı çıkmak olacaktır. Sistematik manipülasyona uğramış bir insanın, olanları bir anda açık ve net bir şekilde görmesini bekleyemezsiniz. Narsist yakınlarının da, hayatlarındaki insanın gerçek kişiliğini görmelerinin önündeki engellerden biri, henüz maruz bırakıldıkları manipülasyonlara dışarıdan bir gözle bakamamaları olabilir.
Ayrıca narsistlerle ilişki kuran birçok insan sorunu kendinde aramaya çokça meyilli olabilir. Ek olarak narsistin belki yıllar süren duygusal istismarı ve manipülasyonları ve kendi sorunlu yönlerini size yansıtması sonucunda iyice kendinizden şüphe duyar bir hale gelmiş olabilirsiniz, hatta ilişkideki esas narsistin kendiniz olduğunu bile düşünebilirsiniz.
Duygusal şiddetin görünmezliği hem şiddete maruz bırakılan için, hem de çevresindeki insanlar için, olanları açıkça kavrayabilmesinin önünde bir engeldir.
4. Narsistin İyi Yönleri
Birçok insan hayatındaki kişiyi, çok açık seçik bir şekilde belli olsa dahi, bir narsist olarak tanımlamakta zorlanır çünkü narsist denildiğinde aklımıza büyüklenmeci, manipülatif, empati yoksunu insanlar gelir. Bu ifadelerin hepsi doğru da olsa, narsist yakınları bilir ki narsistlerin aynı zamanda “iyi yüzleri”, daha doğrusu bize iyi gösterdikleri yüzleri de vardır. Narsistin “iyi tarafları” çoğu kişinin kendisinden şüphe etmesine neden olabilir.
(Bu konuyla ilgili daha fazla bilgi almak isterseniz, “Narsistin İki Yüzü” adlı yazımı okuyabilirsiniz.)
5. Bilişsel Çelişki veya İnkâr
Hayatındaki insanın patolojik oranda bir narsist olduğunu kabullenmek herkes için zordur. Bu durum, o zamana kadar o kişi ile ilgili kafanızda kurduğunuz tüm eski düşünce kalıplarının yıkılması anlamına gelmektedir ki bu da herkesin bir anda kolayca kabullenebileceği bir durum değildir. Bunun adına ister bilişsel çelişki deyin, isterseniz de inkâr deyin; size “Ya narsist değilse?” sorusunu sordurtabilecek en önemli etkenlerden biridir.
(Bu konuyla ilgili daha fazla bilgi almak isterseniz, “Narsistik İlişkilerde Bilişsel Çelişki” adlı yazımı okuyabilirsiniz.)
Kendimden örnek vermem gerekirse, ben bir bakıma şanslıydım. Narsistler kendilerinde bir sorun olduğunu düşünmemeleri nedeniyle, çok nadir bir akıl sağlığı uzmanına görünürler. Dolayısıyla patolojik oranda narsist olan birçok insan, narsist oldukları açığa çıkmadan hayatları boyunca aramızda dolaşırlar. Oysaki benim ilişkide olduğum insana, tamamen farklı bir sorun için gittiği bir psikoterapist tarafından, narsistik kişilik bozukluğu teşhisi konulmuştu. Ortada deneyimli bir uzmanın tanısı olmasına rağmen, ben uzunca bir süre bunu kabullenmekte zorlandım ve sık sık inkâra yöneldim. Kendime defalarca aynı soruyu sordum: “Ya narsist değilse?”
6. Toksik Umut
“Ya narsist değilse?” sorusunun altında kimi zaman, hayatımızdaki kişinin değişebileceğine veya iyileşebileceğine dair beslenilen bir umut yatar. Patolojik oranda narsist olan insanlar kendilerinde bir sorun olduğunu kabullenemedikleri için, psikolojik destek almakta gönülsüz davranırlar, psikolojik destek almaya başlasalar bile çoğu zaman ya yarım bırakırlar ya da terapiden gerçek bir fayda görmezler. Bu nedenle patolojik oranda bir narsistin değişeceğine veya iyileşeceğine dair umut beslemek son derece zehirli olabilir. Bu nedenle birçok insan karşısındaki kişinin bir narsist olduğunu kabullenmekte zorlanır. Ancak buradaki sorun şu ki, değişime karşı direnç gösterme sadece narsistik kişilik bozukluğu olan insanlara has bir durum değildir. İnsanlar değişebilirler ancak çoğu zaman değişmezler. Bu konuda gerçekçi olmak gereklidir. Sizin hayatınızdaki insan da ister bir narsist olsun, ister olmasın, onu sadece değişebileceği veya iyileşebileceği umuduyla sevmek, özünde yanlış ve kontrolcü bir davranıştır. Bir başkasını değiştirmeye veya iyileştirmeye karşı önünü alamadığınız bir istek duyuyorsanız, karşınızdaki kişi yerine kendinize odaklanmaya çalışın.
Bu nedenle kendinize karşı dürüst olun: “Ya narsist değilse?” sorusunu kendinize sorma nedeniniz, onu değiştirmeye çalışmak mı?
7. Sıfır İletişime Geçmekten Çekinmek
Sistematik narsistik istismara maruz bırakıldıysanız, akıl sağlığınızı koruyabilmeniz için gereken en önemli şey, narsisti hayatınızdan tamamıyla çıkartmak yani sıfır iletişim kuralını uygulamaktır.
Ancak bir narsistle sıfır iletişime geçmek oldukça sancılı bir süreç olabilir. Narsistler siz onlara sınır koymaya çalıştığınızda, zedelenen gururları nedeniyle son derece tepkisel, sinirli ve tehlikeli bir hal alabilirler. Durum bu olmasa dahi, eğer sizin geçmişinizden gelen bağlanma travmalarınız, yalnızlık korkularınız vb. varsa, narsistle sıfır iletişime geçmek sizin için oldukça zor olabilir. Hayatınızdaki kişinin bir narsist olduğunu kabullenmek demek, bu konuda kendi iyiliğiniz için sorumluluk almanız gerektiği anlamına gelir. Bu sorumluluğu üstlenmek de göründüğü kadar kolay değildir.
8. Narsistik Özellikler
Belki de ilişkide olduğunuz kişi narsistik kişilik bozukluğuna sahip değildir ancak bazı narsistik özellikler göstermektedir. Narsisizme bir spektrum olarak bakmak lazım. Spektrumun en uç noktasında narsistik kişilik bozukluğu yer alsa da, diğer birçok insan da az ya da çok narsistik özellikler gösterebilmektedir. Özellikle de yoğun stres altında çoğu kişi daha narsistik bir kişiliğe bürünebilir. Öte yandan, patolojik oranda bir narsist sadece kimi zamanlarda narsistik değildir, narsisizm onun kişiliğinin bir parçasıdır.
Sonuç olarak; kendinize en baştaki soruyu sormanızın nedeni, gerçekten de hayatınızdaki kişinin bir narsist olmaması olabilir. Birçok insan kendisine kötü davranan herkesin birer narsist olduğunu düşünür, ta ki gerçek bir narsiste rastlayana kadar…
Diğer yandan diyelim ki hayatınızdaki kişi patolojik oranda narsist değil. Size fiziksel veya cinsel olarak istismarda bulunmuyor, size hakaret etmiyor, sizi aldatmıyor, size öfkelenmiyor, size gaslighting uygulamıyor… Ancak çok kendine dönük biri, onun yanında hep kendinizi görünmez ve değersiz hissediyorsunuz, anlaşılmadığınızı düşünüyorsunuz, bu kişi sizinle aynı değer yargılarını taşımıyor veya yeterince olgun bir insan değil. Belki de sadece doğru iletişimi kuramıyorsunuz ve sizin için yanlış kişi olduğunu düşünüyorsunuz. Yine de onunla aranıza sınır koymalı mısınız? Benim bu soruya cevabım, “Evet” olacaktır.
Kendinize “Ya narsistse?” ve “Ya narsist değilse?” gibi sorular soruyorsanız, demek ki ortada bir sorun vardır. İnsanların kötü davranışlarını mantıklı kılmaya çalışmayın, kötü davranışlar için bahaneler üretmeyin. Bu ne size, ne de dünyaya karşı faydalı bir davranış. Daha iyisini hak ediyorsunuz. Yanında mutsuz olduğunuz biriyle beraber olmak zorunda değilsiniz. Kendi değer yargılarınızı belirleyin ve standartlarınızı yükseltin.
Etiketlemek veya Etiketlemek?
Bir ilişkiyi bitirmek için veya sizin için iyi olmadığını düşündüğünüz bir arkadaşa, aile bireyine vs. bir sınır çizmek için, o kişiyi illa ki bir şekilde etiketlemek zorunda değilsiniz. Karşınızdakinin davranışlarına ve kendi hissettiklerinize odaklanmaya çalışın. Eğer bir insan sizi küçük görüyorsa, size kötü davranıyorsa, ilişkiniz sevgi dolu değil de korku ve utanç dolu bir ilişki haline geldiyse son derece sağlıksız bir ilişki içerisindesiniz demektir. Duygusal istismarda bulunan kişi ister bir narsist olsun, isterse de bir empat, istismar istismardır.
Burada vurgulamak istediğim tanıların ve etiketlerin değersiz olduğu değil. Etiketlemek size araştıracak bir kelime verir. Artık sis bulutunun ardından bakmak zorunda kalmazsınız. Eskiden hayatımda olan kişiye konulan narsist tanısı, benim için en sonunda kendimi tanımaya ve anlamaya başlamamın ilk durağıydı. Ancak herkes benim kadar şanslı olmayabilir. Hayatınızdaki kişi hiçbir zaman bir terapist koltuğuna oturmaya yanaşmayabilir, otursa bile terapist ona doğru tanıyı koyamayabilir, doğru tanı koysa bile bunu narsiste söylemeyebilir, söylese bile narsist size kendi kimliğini açık etmeyebilir. Kısacası hayatınızdaki kişinin, bir narsist olduğundan yüzde yüz emin olamamanızın önünde birçok engel olabilir. Öyleyse hayatınızdaki kişinin sırf emin olabileceğiniz bir tanısı yok diye bir ömrü onunla mı geçireceksiniz?
Maddi destek olmak isterseniz aşağıdaki linkten yardımcı olabilirsiniz.
Yazılara https://medium.com/@narsistsiz adresinden de ulaşabilirsiniz:
https://medium.com/t%C3%BCrkiye/ya-narsist-de%C4%9Filse-e30fea489d7b
Kaynakça:
Kim Saeed. “How Can I Be Sure He’s a Narcissist?”. Erişim 23 Ekim, 2014. https://kimsaeed.com/2014/10/23/how-can-i-be-sure-hes-a-narcissist/.
First Wives World. “Is He Really a Narcissist? What If I Am Wrong?”. Erişim 22 Ağustos, 2014. https://www.firstwivesworld.com/index.php/my-narcissistic-ex-husband/item/8657-is-he-really-a-narcissist.
Comments
gerçek hikayeler olması hem de korkunç olması?… Sanırım yaşadık ve ne demek olduğunu bildiğimiz için. Yaşamayan için sıkıcı bir yazı olur herhalde
Lütfen, uzman bir birey olmadan bu tür ciddi sorunlar için tanı koymayın. Başkaları için bu çok ciddi sorunlara yol açabilir. Aynı zamanda çeviri yaptığınız website içinde orada gerçek makalelerden alıntı bir kaynakça bulunmuyor. Bırakında bu tür vakalara psikolog karar versin siz kendinizi korumay bakın.
Yazının hiçbir yerinde tanı koyma yok, yazdıklarımı çarpıtmaya çalışmayın. Yazdıda öncelikle hayatınızdaki kişinin narsist olduğundan şüpheleniyorsanız ama bir şeyler tam yerine oturmuyor gibi görünüyorsa bunun nedenlerinin neler olabileceğine değiniliyor, sonrasında ise ondan ayrılmak için illa ki bir tanı konmasını beklemenize gerek olmadığı belirtiliyor. Kaynakça bölümünde her zaman bilimsel makale vb. kullanmıyorum, bazen daha genel geçer makaleler ekliyorum. Aslında kaynak kısmındaki asıl amacım, okuyucuya kolayca erişebileceği daha fazla yazı sunmak.