Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Nedir ve Narsistik İlişkiler TSSB’ye Neden Olabilir mi?
“Karmaşık” Travma Sonrası Stres Bozukluğuna geçmeden önce, Travma Sonrası Stres Bozukluğunu tanımlayalım. TSSB; kişide aşırı korku, dehşet, umutsuzluk hissi yaratan tek ve belirli bir travmatik olaya maruz kalma veya
Uzun süreli bir narsistik ilişki sırasında veya sonrasında, kendinize dönüp baktığınızda adeta boş bir kabuk görebilirsiniz. Hayattan ne istediğinizi, nelerden hoşlandığınızı, neler düşündüğünüzü ve hatta neler hissettiğinizi bilemez bir duruma gelebilirsiniz. Aynada hiç tanımadığınız kendinize döner ve sorarsınız: “Ben kimim?”
Hayatınızın bir yerinde konumlanmış bir narsist varsa; kaygı bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu gibi birçok psikolojik rahatsızlıkla baş etmek zorunda kalabilirsiniz. Bir narsist, psikopat veya herhangi bir duygusal manipülatörle olan bağınız sırasında veya bu bağ koptuktan çok sonraları bile bu
Uzun süreli narsistik bir ilişkiden yeni çıktıysanız, kendinize “Neden?” diye sorabilirsiniz: “Neden hayatıma bir narsisti dâhil ettim? Neden ilişkiye bunca zaman devam ettim? Neden narsist o kadar insan arasından av olarak beni seçti?”
Belki de sadece tek bir ilişki de
Bundan birkaç yıl önce, hayatımdaki insanın bir narsist olduğunu öğrendiğimde, araştırmaya başladığım çok şey oldu: Narsistin nasıl değişebileceği, narsistin nasıl iyileşebileceği, narsisizmin nedenleri, sonuçları ve daha nicesi…
Bir narsist veya sosyopatla ilişki kurmuş dünyanın her yerinden birçok insanın -şu an
1973 yılında, İsveç’in Stockholm şehrinde büyük bir banka soygununa kalkışılır. Soyguncular dört banka çalışanını rehin alır ve altı gün boyunca bankada rehin tutarlar. Altıncı günde polisler içeri girip, soyguncuları yakalamaya ve rehineleri kurtarmaya kalktığında ise rehineler soyguncuları polisten korumaya çalışırlar.
Bir önceki yazımda “bilişsel çelişki” ve “Stockholm sendromu” nun, insanların duygusal istismara uğradıkları ilişkilerini sonlandıramamasının en önemli nedenleri olduğundan bahsetmiştim. Bu yazımda bilişsel çelişki kavramından ve narsistik ilişkilerdeki yerinden bahsedeceğim. Stockholm sendromunu ise bir sonraki yazıya bırakacağım.
Öncelikle bilişsel çelişkiyi (cognitive dissonance) tanımlayalım. Bilişsel
Bir noktada hayatınızdaki insanın bir narsist olduğunu öğrendiniz. İlişkinizin istismarcı bir ilişki olduğunu zor da olsa kabul ettiniz. Bu ilişkiden kurtulmanız gerektiğini biliyorsunuz ve hatta bu ilişkiden kurtulmanızın şart olduğunun farkındasınız. Peki, neden hala ilişkiyi bitiremiyorsunuz? Bir narsistten ayrılmak neden
Diğer ruhsal sorunlar ve kişilik bozuklukları gibi, narsisizmin kökenleri de çocukluktaki yetiştirilme tarzıyla doğrudan ilişkilidir. Her ne kadar genetik yatkınlıkların da narsisizm üzerinde etkisi olsa da, aile dinamikleri ve yaşamın ilk yıllarındaki yetiştirilme tarzı gibi faktörler narsisizmin kökenlerini oluşturur.
Peki,
Hayatınızdaki bir insana narsistik kişilik bozukluğu tanısı konulduysa veya narsist olduğundan şüphelendiğiniz bir insanla beraberseniz, ilk cevabını aradığınız soru muhtemelen bu olacaktır: Narsistler iyileşebilir mi, narsistler değişebilir mi?
Belirtmeliyim ki ben bir psikolog veya psikiyatrist değilim. Bu nedenle bu yazıdaki